10 Ocak 2010 Pazar

Küçük Prens


Birbirimizle nasıl iletişim kuruyoruz? Konuşarak, yazışarak, bakışarak? Doğru ama bir yöntem daha var. Henüz bilinçli yapamasakda çoğumuzun başına geliyordur. Düşünce yoluyla evet! Birini düşündüğümüzde bizi araması veya karşılaşmamız gibi. Ben bu tip bir iletişimi çok yakın olduğum kişilerle daha sık yaşıyorum ,örneğin eşimle, annemle, kardeşimle.


Geçen gece düşünüyordum, Küçük Prens'i tekrar okuyayım ve blogumda onunla ilgili yazı yazayım diye. Çocukken genelde okuduğumuz bir kitap olmasına rağmen yetişkin gözüyle tekrar okunması gerektiğini düşünüyordum. Ertesi gün sevgili kız kardeşim ve dostum D. bir hediye paketiyle bu kitabı bana hediye ettiğinde çok şaşırdım. Ben almayı düşündüğüm için "uzaya" gönderdiğim bu bilgi ona mı ulaştı, yoksa o kitabı aldıktan sonra ben mi kaptım bu bilgiyi ve bu kitap aklıma düştü, bu noktayı ve zamanlamayı çözemedim ama "uzay" aracılığıyla bir iletişim kurduğumuz kesin. Bir ara bu konuyu (telepati) araştırıcam.

Kitaba kavuşma hikayem böyle ama biz asıl dönelim kitaba.


Küçük bir astreoidde minik volkanları ve gülüyle yaşayan bir çocuk birgün keşfetmek için uzayda seyahate gider ve sonunda dünyaya da gelir. Orada çöle zorunlu iniş yapan bir pilotla bir süre arkadaşlık ederler, pilot onun yaşamıyla ilgili bilgiler toplamaya başlar.

Konusu kısaca böyle olan hikayede öğretici veya farkındalık yaratacak çok şey var.

Okuduktan sonra şöyle bir düşünüyor insan benim kendi dünyamda neler var.

Dünyalarımız zaman içinde şekil değiştirebilen yapıdalar bazen genişliyor bazen küçülüyorlar. Sevgiyle, bilgiyle, hayallerle genişlerken, endişelerle, korkularla, hırslarla küçülüyorlar.
Zamanı yadsıyarak yaptığımız davranış ve işler amacından çıkarken farkında bile olmuyoruz. "Daha iyi yaşıyayım" diyerek bugünün kalitesini düşürüp bilmediğimiz bir geleceğe yatırım yapıyoruz. Bir demet çiçeğimizi kocaman bahçelerde yaşatmak, etrafına fıskıyeli havuzlar kurmak, binbir çeşit bitkilerle donatmak için bugün sulamayı unutuyoruz. Belki sonunda bahçe yapacak hale gelindiğinde çiçeğimiz bitkinlikten sararmış olabiliyor.

Küçük Prens'in seyahatlerinden etkileyici bir konuşma:


“ İçki içiyorum “ diye yanıtladı adam kederli bir biçimde.
“ Neden içki içiyorsunuz?”

“Unutmak için.”

Küçük prens adamın durumuna üzülmüştü.

“ Neyi unutmak için? “

“ Utandığımı “ diye yanıtladı adam.

Yardım etmek isteyen küçük prens,

“ Neden utandığınızı? “dedi.

“ İçki içmekten “ diye yanıtladı  
 
Bir paradoks içinde yaşamak aslında kolay bir seçimdir. Zaman zaman gözümüzü açıp dünyamızda biraz dolaşmalı ve neyi neden yaptığımızı anlamaya çalışmalıyız.
 

Küçük Prens'in gezegenine bir gün bir gül tohumu gelir ve zamanla büyür, ve Küçük Prens'in en değerli varlığı olur. Küçük Prens dünyada bir gül bahçesiyle karşılaşınca önce şaşırır, çünkü kendi gülünü eşsiz ve tek sanmaktadır fakat daha sonra kendi gülünün önemini farkeder, çünkü o onundur, onu rüzgardan, tırtıllardan korumuş, onun hertürlü davranışını mazur görmüştür, ona emek harcamış onu sevmiştir, işte onu farklı kılan budur.
Şöyle der:
 
Senin oradaki insanlar, dedi Küçük Prens, bir bahçenin içinde binlerce gül yetiştiriyorlar ama yine de aradıklarını bulamıyorlar. Aslında aradıkları tek bir gülde, ya da bir damla suda bulunabilir. Ama kördür gözler. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçekleri görebilir.
 
Şimdi biraz duralım dünyamızda bir gezintiye çıkalım, kendi güllerimizin farkına varalım, ve hergün genişlemeye gayret edelim.
Sevgiler,
 
 
 

8 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok beğendim yazını, ben de çoğu zaman düşünüyorum "acaba ben mi düşünerek bir şeyleri yönlendiriyorum, yoksa değişen birşeyler mi bana aksediyor?"
Sevgiler,
Hasan

Sibelbek dedi ki...

Ben Küçük Prens'le ilk defa 37 yaşımda tanıştım desem :)

Sanat Notları dedi ki...

Hasan, teşekkür ederim. Ben ilk düşüncenin gerçek olma olasılığına inanıyorum.

Tibet'in annesi,peki nasıl buldun?

Sevgi Küçük dedi ki...

En sevdiğim kitaptır biliyor musun? Ve gittiğim her ülkeden o dilde olanını alıyorum. Çok güzel bir koleksiyon oluyor :)

Sibelbek dedi ki...

Bakmasını bilene çok şey anlatacak bir kitap :)
Benim kitap hakkında biraz fikrim olmasaydı bakmasını bilenlerden olur muydum orasını bilemiyorum ama :D

Sanat Notları dedi ki...

Sevgicim, sen tam bir kitap tutkunusun belli, bu harika bir kolleksiyon fikri, bir kitabın herdilde sahibi olmak, bayıldım...

Sanat Notları dedi ki...

Tibetin annesi, insan kitabı okuyunca biraz düşünesi geliyor üzerinde değilmi, çocuk kitabı gibi ama metafor dolu, harika bir kitap bencede

Rojda dedi ki...

Kitabı daha çok küçükken yada kendimi küçük olarak görüyorken annem hediye etmişti bu kitabı bana.Şu anda okuyup okumadığımı bile hatırlamıyorum daha sonra komşumuzun kızına vermiştim. Ama yıllar sonra üniversitede sosyoloji dersinde karşıma çıktı bu kitap bu hafta finalde sorulacak. Kitabı bugün 2.kez okudum her okuduğumda farklı anlamlar buluyorum.Kitabın kapağından dolayı basit bir çocuk kitabı olarak algılanıyor önce ama okudukça içinde yaşam,sevgi,dostluk ile ilgili derin anlamlar barındıran bi kitap olduğunu anlıyorsunuz.
Harika bi kitap bayıldım ve bizi yöneten insanların okumasını tabi doğru anlamları çıkartarak okumasını o kadar çok istiyorum ki ...