21 Eylül 2010 Salı

Eyyvah Eyvah

Yönetmen     : Hakan Algül
Yapımcılar    : Yılmaz Erdoğan, Necati Akpınar
Senarist        : Ata Demirer
Müzik           : Fahir Atakoğlu
Oyuncular     : Demet Akbağ, Ata Demirer

Hikaye Trakya'da geçmekte. Hüseyin anneannesi ve dedesi ile yaşamaktadır. Klarnet çalarak para kazanan, sevimli, tombul (Ata!), sinirlendiğinde saldırgan olabilen genç delikanlı Hüseyin, kasabadaki sağlık ocağındaki hemşire ile flört etmektedir.

Babasının küçükken bir kazada öldüğü söylenmiştir ona. Fakat bir gün anneannesinin kilitli sandığında babasından annesine yazılı mektupları bulur ve gerçeğin çok farklı olduğunu, hatta babasının yaşıyor ihtimali olduğunu öğrenir. Onu bulmak üzere herşeyi bırakıp İstanbul'a gelir.
Terzi bir akrabasının yanında kalmaya başlar. Tesadüf eseri ikinci sınıf şarkıcı Firüzan ile tanışır ve ikisini de içine alan macera dolu olaylar yaşanmaya başlar.

Kısa Notlarım:

- Filmin açılış sahnesi çok güzeldi, ama filmin devamında bu tempo tutturulamadı.

-Evet, herkesin dediği  gibi Demet Akbağ güzel bir fiziğe sahip ama filmde girdiği kılık ile bana hep Seda Sayan'ı izliyormuşum hissi verdi. Adi sarı uzun saçlar, iri tavşan dişler, tavırlar ve kıyafetler aynı Seda Sayan!

- Trakya şivesi bir hoşluk katmış, ama genelde şiveli filmler genelde oyunculuk açısından yapmacık olur, Ata'da da zaman zaman zorlama bir oyunculuk hissettim doğrusu.

- Küfüre dayalı espri yok. Genelde Ata Demirer'in davranışlarına ve durumlara gülüyoruz, ama ben kahkahadan gözyaşı dökmedim. Restaurant sahnesi ve kardeşi sandığı bakkalın sahnesi benim favorilerim.

- Her komedi Türk filminde olduğu gibi kahramanların başı eli silahlı adamlarla belaya girer.Kaçma kovalamaca, yakalanma, ölüme 5 kala sahneleri bunda da vardı ve artık kabak tadı verdi.

- Görüntüde sanatsal kareler, fotoğrafik bakış açısı yoktu. Örneğin, Organize İşler filminde İstanbul'un helikopterden panoramik görüntüleri akıllarda kalmıştır eminim. Türk filmlerinde bu tarz planlar son zamanlarda yer almakta.

- Senaryo, tek bir güzergah izlercesine yalın ve basitti. Olayların gidişatı önceden sezinlenebiliyordu. Sanırım ben komedi filmlerinde de bir zeka parıltısı, merak unsuru ve gerçekçi bir hikaye arıyorum. Komedi türünde favori listem şöyle. Herşey Çok Güzel Olacak, Vizontelele, İnşaat, Kanalizasyon, Neşeli Hayat.

- Sonuç olarak film, çoğu komedi türünün özelliği olan "oldu da bitti Maaşallah" çabukluğunda geçti ve üzerinde düşünecek bir kırıntı bile bırakmadı.

11 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Filmi o kadar göklere çıkardı ki her giden meraktan öldüm. Bir seyahatteydim, eve döndüğüm gün valizimi bırakıp sinemaya gittim, sonuç "bu muymuş?" oldu. Birebir katlıyorum maddelerinize, bende de kalıcı hiçbir iz bırakmadı. Ben de komedi filminde zeka ve yaratıcılık arayanlardanım o yüzden pek gülmem, pek de tatmin olmam. Favori listeniz Kanalizasyon dışında benim de favori listemdir, buna Dondurmam Gaymak'ı da ekleyebilirim.
Sevgiler...
Not: Allaha şükür Eyvah Eyvah hakkında benim gibi düşünen birini buldum, yoksa kendimden şüpheye düşecektim:))

Unknown dedi ki...

"bu filmi hiç olmadı sayalım." diyebiliriz, o kadar kötü.

Sinem Ergun dedi ki...

Leylak dalı, niye bukadar beğenildi bilemedim ben de, milyonlarca da gişe rakamına ulaştı, tabii Ata Demirer öyle bir isim ki yanına da Demet'i alınca seyirciyi çekmiş. Birkaç sahne dışında aklıllarda kalacak bir yanı yok. Kanalizasyon'a gelince, tepki aldım epey listeye alınca ama program fikirleri yaratıcıydı değil mi, ben çok güldüm onlara, bende listeye kontenjandan soktum böylelikle:))

Buddha Kimya,

Arkadaşlar biraraya gelmiş film yapmış işte:) gişeyi de almış götürmüş, biz nekadar kötü desekte talep çok, aynı Recep İvedik gibi maalesef..

Av. Levent Öge dedi ki...

zevk meselesi tabi de, ben o kadar kötü bulmadım. siz bu kadar sert eleştirince filmi beğenmenin utancı içinde mahcup oldum:))
tamam, unutulmaz bir film değil ama, sıkılmadan izlenen, akıp giden bir konusu var. öyle recep ivedik gibi kaba saba bir komedi anlayışı da yok.

her izlediğimizin "üzerinde düşünecek bir kırıntı bırakması" şart mı? sanırım beğenilerimizin farklı olmasının nedeni bu. ben de bazen şöyle kendimi kaıp koyvermek istiyorum bir iki saat:)

Sinem Ergun dedi ki...

stardust,
haklısın tabi, şööyle rahatça seyredip sonrada kocaman bir gülümsemeyle ekranından başından kalkmak ister insan arada sırada:)bu film öyle anlara için ideal denebilir
küfürlü esprilere girmeyişi de filmin artısı bencede.
ben pek romantik komedi türüne ısınamıyorum ondandır eleştrilerim, asıl tercihim gerilim, bilimkurgu ve biyografi türünde filmler.
Ama sencede güzel bir açılıştan sonra temposu düşmedi mi:)))

Av. Levent Öge dedi ki...

evet, açılıştan sonra esas konuya girene kadar bir miktar tempo kaybetmiş olabilir :)

creep dedi ki...

Filmlerden anlamadığınız ortada. Leylak dalı ve siz tencere düşmüş kapağınızı bulmuşsunuz.
Sert oldu bu yorum ama ne yazık ki, karekterlerin oturmuşluğunu ve Ata Demirerin rol kesmesi müthiş. Biraz daha yapıcı eleştirierde bulunmanızı sizden rica edeceğim. Emek var, harcanmış ter var.

Sinem Ergun dedi ki...

Creep merhaba,
Beğenmediğim yönleri çok oldu maalesef, Atat Demirer yeni bir karakter yaratmamış bildiğimiz Ata Demirer, bana hep aynı tripler gibi geliyor. Bir de şu varki eleştrilere açık olmak lazım, başarıya ulşamanın zor bi yanı da bu:)) Diğer yadzığım film notları içinde düşüncelerini ve mesajlarını beklerim..

creep dedi ki...

sanat notları;
Merhaba.
Eleştirilerim acımasız ve serttir.
En baştan başlamak istiyorum. Kitap tanıtanlara ve kitap eleştirilerde bulunanlara gıcığım. Benim okumam yazmam yok mu? Gerizekalımıyım ben.
Sayfanın en başında gördüğüm kitaplığına gıcık oldum. Yani herkesin aklıbaşında olan insanların birer kitaplığı vardır. Bu resimi koymakla ben sizlerden daha üstünüm mü izlenimi vermek istiyorsunuz?
Buraya kadar yazdıklarımdan benden lütfen nefret etme. Sadece açık fikirliyim.
Sayfanı inceliyorum zaman zaman lafımı sokarım.
Benimde izli-yorum altında film eleştirilerim var ama ben kendi kendimi tatmin yoluna gidiyorum.
Sende bakarsan fena olmaz hem de karşılıklı atışırız:)

Sinem Ergun dedi ki...

napalım işte var iki üç kitap hava atıyım dedim:),
izli-yorum? sayfada nerde?
bulursam atışırız belki,

creep dedi ki...

ooo sen çok tembelsin.
http://creep-feel.blogspot.com/2010/08/bu-gece-seyrettiklerim.html
http://creep-feel.blogspot.com/2009/12/izli-yorum.html
http://creep-feel.blogspot.com/2009/11/seanslara-devam.html
http://creep-feel.blogspot.com/2009/10/populer-bir-cift-ve-iki-film-birden.html
http://creep-feel.blogspot.com/2009_09_01_archive.html

ben yoruldum bakmaktan, bunlar bazıları...