Çocukluğumuzdan beri sakladığımız birşeyler mutlaka vardır. En basitinden fotoğraflar.
Aslında hafızamız herşeyi saklamak için kocaman bir kayıt sistemine sahip ama eşyalar anıları geri getirmede ve canlı tutmada çok etkili bir işlev görüyorlar, bazen hiç hatırlamadığımız çok eskiye ait bir anıyı, sakladığımız birşeyle o günkü gibi yaşar hale geliyoruz.
Bir de düşüncelerimizi ve yaşadıklarımızı yazdığımız kağıtları veya defterler varsa işte onlar bizim en değerli yaşam şahitimiz değilmidir.
Evet, bugünkü önerilerimin teması Anılar olacak.
Yönetmen: Pelin Esmer
Oynayanlar: Mithat Esmer, Nejat İşler
Yıl: 2009
Ödüller: Yerli Yabancı Festivaller 15 ödül sahibi
Belgesel türünde bir film, Mithat Esmer aslında kendini oynuyor diyebiliriz, elbette bir senaryoya bağlı kalarak. Nejat İşler ise mükemmle performans gösteriyor tabii ki söylemeye gerek yok.
83 yaşında ki Mithat bey, gazete başta olmak üzere pek çok şeyin koleksiyonunu yapmaktadır. Yıllardır biriktirdiği şeyler evinde o kadar yer kaplar ki, yürümek için bile çok küçük alan kalmıştır.
Tek bir koltuğu ve bir yatağı dışında başka eşyası yoktur. Eşinden de koleksiyonu için vazgeçmiştir.
Hergün yeni parçalar ve gazeteler almak üzere dışarı çıkar.
Yaşadığı apartman depreme dayanıklı değildir ve apartman sakinleri bir müteahhitle anlaşıp yeni bir bina yaptırmak ister ama Mithat beyin bu anlaşmayı imzalamaya hiç niyeti yoktur.
Komşularının şikayeti üzerine evine gelen denetimciler yüzünden bazı eşyalarını apartmanın deposuna kaldırmak zorunda kalır. Apartamanın kapıcısı Ali ona bu konuda yardımcı olur. Ali ayrıca Mithat bey'in alışverişlerini de yapar ve bir apartman binasıyla sınırlı bilgisi genişler. Fakat Ali'nin para hırsı yüzünden Mithat bey bu yardımları pahalıya ödeyecektir.
Zaman Satan Dükkan - Fıstık Ahmet Tanrıverdi
Zaman Satan Dükkan kitabında Büyükadadaki yaşama dair anılar anlatılmakta kısa kısa. 1950 liler, 60 lar dönemi. Benim bilmediğim yaşamadığım bir dönem.
Şimdiyle kıyaslayınca aslında zor bir dönem, yokluk dönemi, kalkınmaya çalışma dönemi, siyasi karmaşanın yaşandığı, teknolojinin gelişmediği bir dönem, amaaaa bunun yanında insan ilişkilerinin çok daha kuvvetli, sıkı ve samimi olduğu bir dönem.
Geleneklerin hissedilerek ve heyecanla yaşatıldığı, akrabalık, komşuluk ilişkilerinin güçlü olduğu, çocukların sokaklarda rahatça oynadığı, oynarken yaratıcılığını kullandığı (çünkü oyuncak yok), fiziksel ve ruhsal olarak daha çok geliştiği bir dönem.
Eğlence anlayışı basit ama birlik ve beraberliği sağlayıcı, sohbetlerin bol olduğu, paylaşımın yüzyüze olduğu bir dönem. Cambazhaneler, ortaoyuncular, hele birde buna farklı kültürleri eklerseniz düşünün renkliliği.
Mozaiği oluşturan her parçanın, inancını ve geleneklerini yaşattığını ve bunu herkesin heyecanla samimi olarak paylaştığı bir ortam Büyükada. Bayramlar, Noel, paskalya, yortular, hamursuz haftası, zadik, vs beraberce kutlanmış.
O zamanlar şimdilerde kalmayan seyyar satıcılarda var, bohçacı, iğneci, makaracı, lağımcı (!), sakacı (sucu), yoğurtçu, leblebici, yorgancı, kırık tabak tamircisi, muslukçu, tenekeci, kalycı, eskici, sülükçü (!), sokaklar bunların sesleriyle gün boyu inliyor.
O dönemde Büyükadada gezinmek isterseniz Fıstık Ahmet Tanrıverdi'nin anılarıyla bir tura çıkmanızı öneririm. Belki çocukluğunuza dair size de bazı şeyler anımsatır veya o dönemle ilgili anne babalarımızın nasıl yaşadığına dair fikriniz olur.
Önde gelen piyanist ve bestecilerden Michel Camilo İstanbul’da.
Caz, swing ve Latin tınılarını kusursuz bir piyano tekniğiyle bir araya getiren, Grammy, Emmy ve Latin Grammy ödüllü Camilo, son albümü Mano a Mano’da yer alan parçaları ve sevilen bestelerini yorumlarken, sanatçıya Charles Flores ve Giovanni Hidalgo eşlik edecek.
Yer:İstanbul Arkeoloji Müzesi, Osman Hamdi Bey Yokuşu, GÜLHANE / İstanbul
Tarih : 04 Temmuz 2011 Pazartesi 21:00
Bilet Satış Yerleri :Biletix
3 yorum:
Selam
Bence 11'e 10 kala çok güzel bir film ama herkesin sevebileceği tarzda bir film değil.Biraz durgun gelebilir sevmeyenlere.Eğer sizde dergilerinizi notlarınızı vb. şeyleri atmaya kıyamayanlardansanız o zaman biraz endişeye kapılabilirsiniz acaba benim de sonum bu mu diye:)
Kitap da çok ilgimi çekti sıcacık bir kapağı var eminim içindekilerde öyle,bulunacak ve okunacak:)Sevgilerimle...
11e 10 kala filmini festivalde izlemiştim sonra dvd alıp tekrar izlemiştik,çok sevmiştim.Ama Yerazın da dediği gibi herkes sevmez...
Fıstık Ahmetin başka bir kitabını okumuştum,ada sevenlerin hoşuna gidecektir...
Teşekkürler...
Hiç çıkasım yok hepsi bana gelse ? :)
Yorum Gönder