10 Ekim 2012 Çarşamba

Monet'in Bahçesi SSM'de

MUTLAKA GÖRÜLMELİ....
İstanbul çok değerli bir sanatçıyı ağırlıyor!
Sakıp Sabancı Müzesi 39 parçalık koleksiyonla Monet'in eserlerine evsahipiliğ yapacak 9 Ekim - 6 Ocak arası.

Çiçek ve doğa temalı tabloların yer aldığı sergi; “Belki de ressam olmayı çiçeklere borçluyum.” sözlerinin sahibi Monet’nin olgunluk dönemindeki sanatsal üretiminin ana temasını oluşturan Giverny Bahçesi’ne yoğunlaşıyor.
Sergide, izlenimcilik akımına ismini veren Claude Monet’nin Giverny Bahçesi’ndeki evi, geç dönem bahçe manzaraları, nilüferler ve ünlü Japon köprüsü tablolarının yanı sıra, yakın arkadaşı ressam Auguste Renoir imzalı Monet ve eşi Camille’in portreleri, kişisel eşyaları ve fotoğrafları da yer alıyor.
Sergide yer alan bazı resimler şöyle,
Bilgi: http://muze.sabanciuniv.edu/sayfa/monetnin-bahcesi-2 







9 Ekim 2012 Salı

Aşk İksiri - Komik Opera


Koskocaaaa İstanbul'da opera seyretmek isterseniz tarihi bir bina olan şipşirin ama küçücük Süreyya Opera Binasına gideceksiniz.  Maalesef Devlet Opera ve Balesi tüm gösterilerini Kadıköy'de yer alan bu küçümencik sahnede sunmak zorundalar hala. Operalar ki geniş bir koro grubu barındıran oyunlar icra eder, Bale gösterileri dekor ve kalabalık dansçı ekibi ile gözleri doldurur, Süreyya Operası kendi çapında elinden geldiği kadar bu gösterileri ağırlamaya çalışır sahnesinde - yokluktan!

Aşk İksiri İtalyan operasının en önemli bestecilerinden Donizetti'nin bir operası. İlk kez 1832'de sahnelenen Aşk İksiri halen günümüzde sevilerek izlenmekte.
Baştan sona keyifle dinlenen eğlenceli aryalarıyla, düetleriyle ve sahne dekoruyla tüm duyularınıza hitap edecek bir opera.
Opera'ya ilk defa gidecek olanlara iyi bir tanışma olur diyebilirim. Önyargıların aksine hiç uyutucu, sıkıcı, ağır ve kasvetli bir opera değil. Tamamen renkli, canlı, cıvıl cıvıl aryalarla ve zengin bir koro eşliğinde göze ve kulağa hitap eden çok eğlenceli bir gösteri.

Canlı orkestra performansı eşliğinde klasik müziğe doyabileceğiniz eşsiz bir ortam.



Aşk İksiri


G.DONİZETTİ
L’ELİSİR D’AMORE

komik opera 2 perde

Metin:                      Felice ROMANI
Orkestra Şefi:         Gianluca BIANCHI / Raoul GRÜNEIS
Sahneye Koyan:     Yekta KARA
Dekor:                     Efter TUNÇ
Kostüm:                  Şanda ZIPÇI
Koro Şefi:               Gökçen KORAY                   
Işık:                        Bülent DARCAN

Biletler: http://www.dobgm.gov.tr

8 Ekim 2012 Pazartesi

Dünya Posta Gününe Özel Sergi - 9 Ekim

Birşey daha öğrenmiş olduk.
Her yıl 9 Ekimde Dünya Posta Günü kutlanıyor.
Ankara, İstanbul ve İzmir'de Dünya Posta Günü etkinlikleri kapsamında 8-10 Ekim arası özel pul sergisi düzenlenecek.
9-10 Ekim Galatasaray Üniversitesi Kültür Sanat Merkezi
8-9 Ekim Antares AVM, Ankara
8-9 Ekim Pasaport PTT Merkez Müdürlüğü

Ayrıca, 9 Ekim tarihinde ise etkinlikler kapsamında postalarda 'Dünya Posta Günü 09.10.2012 ANKARA, Dünya Posta Günü 09.10.2012 İSTANBUL, Dünya Posta Günü 09.10.2012 İZMİR' ibareli özel tarihli damga kullandırılacak. 
Özel tarih damgalı zarflar ayrıca 1,50 lira bedelle www.filateli.gov.tr internet adresinden satışa sunulacak.


Bugünü anma nedeni ise şunlarmış,

Posta hizmetlerinin henüz devlet tarafından yürütülen bir halk hizmeti olmadığı çağlarda devletler, bu hizmeti görenlere bazı imtiyaz ve kolaylıklar sağlama gereğini duymuşlardı. Ancak gerek matbaanın icadı ile okuma yazmanın süratle yayılması gerek yeni ülkelerin keşfi bu önlemlerin yetersizliğini ve posta hizmetlerinin devlet tarafından yürütülmesi gerektiği fikrini ortaya çıkarmıştır.

1863'te Paris’te 15 ülkenin katılımı ile bir “Posta Konferansı” düzenlenmiştir. Bu Konferans daha sonra “Dünya Posta Birliği” fikrini doğurmuştur.

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 22 devletin tam yetkili temsilcileri İsviçre’nin Bern kentinde  toplanarak “Dünya Posta Birliği”’nin esaslarını tespit etmiş ve bu esaslar 9 Ekim 1874 tarihinde ilk Genel Kurul Kararları olarak imzalanmıştır.
Bu vesile ile de Birleşmiş Milletler Teşkilatının bir ihtisas organı olan ve ülkemizin de üyesi bulunduğu  bugün itibariyle 191 üyeli  Dünya Posta Birliği kurulmuştur.

Bu kararların imza tarihi olan 9 Ekim günü ise tüm dünya ülkelerinde “Dünya Posta Günü” olarak kutlanmakta ve bu kapsamda Birliğe üye ülke Posta İdarelerince çeşitli faaliyetlerde bulunulmaktadır.


Bilgi: http://www1.ptt.gov.tr/tr/genel/ptt-dpg.php


4 Ekim 2012 Perşembe

Tan Oral Kartpostal Seti

Geçengün bir kitapçıda rastladığım Kartpostal setini görür görmez aldım. Tan Oral'ın 10'lu kartpostal seti kadın erkek ilişkileri üzerine düşündürücü ve bir o kadar da gerçek çizimlerden oluşuyor. Biliyorsunuz postcrossing dolayısıyla posta kartı görünce algıda seçicilik yaşıyorum:) üstelik orijinal kartlar yollamak da çok hoşuma gidiyor karşı tarafa. Şuan aşağıdaki kartlardan biri Amerika'ya gitmek üzere yola çıkıyor mesela.

Bu arada Tan Oral hakkında küçük bir bilgi paylaşayım.

1937 Amasya doğumlu bol ödüllü sanatçı, Mimar Sinan Üniversitesi mezunu. Ant, Yeni Gün, Yansıma, Özgür İnsan gibi dergi ve gazetelerde karikatürleri yayımlanmış. Dostlar Tiyatrosu için filmler hazırlamış.
30 yıl Cumhuriyet Gazetesinde günlük karikatürler çizmiş ve verdiği bir röportaj sonrasında yanlış anlaşılmalar sonucu gazeteden ayrılmak zorunda kalmış.

Eserleri,
- Sansür (1977)
- Büyük Türkiye (1978)
- İki Minik Kent (1980)
- Gözağrısı (1986)
- Sus ve Dinle (1989)
- Pencereler (1983)
- İstanbul (1986)
- Yaza Çzie (1988)
- Cumartesi Pazar (1969) Film
- Sansur (1970) Film
- Kelebek Kanadı (1996) Film

Kartpostal setinde yer alan çizimler şunlar, Bakın hepsi ne kadar doğru noktalara parmak basıyor.













2 Ekim 2012 Salı

Small Change - François Truffaut

Gözüm buaralar François Truffaut filmlerinden başkasını görmüyor.
Nedeni de onun yalın anlatımlı, derinlikli kişilik incelemelerle dolu ve Fransanın 60-70 yılları arasındaki atmosferiyle dekorlanmış filmlerini izlemek çok hoşuma gidiyor.

Small Change, 76 yapımı bir film olup Thiers adlı bölgede yaşayan 9-10 yaşlarında bir sınıf dolusu çocuğun günlük yaşantısını inceliyor.

Başrolde çocukların yer aldığı filmde anne babalar sadece çocukların yaşantısında nasıl bir yere sahip olduklarını göstermek amaçlı kısa rollerde.

Hikaye, düşük gelirli bu çocukların çoğunlukla okulunda, sınıfta ders ortamlarında ve tenefüste sohbetlerinde geçmekte. Aynı zamanda çoğunun aile ortamlarını ve ev yaşantılarını da görürüz.

Tür olarak komedi olarak anılsa da birkaç gülümsetici olay dışında aslında pekçok trajedi yatmakta bu çocukların hikayelerinde. Ama Truffaut'un sunuş biçimiyle filmi merakla izlerken, aslında çocuk yetiştirmenin ciddiyetini de anne-baba ve öğretmen yaklaşımlarıyla görmüş oluyoruz 70li yıllar Fransa'sında.

Truffaut gibi özellikli yönetmenlerin filmlerini izlemeden önce onların yaşamlarına göz atmakta fayda var derim ben.
Senaryosunu yazıp yönettikleri filmlerde illaki kendilerinden gizli gizli bahsederler.
Truffaut hakkında daha önce bu yazımda bahsetmiştim.
Bunun ışığında özellikle bu filmi izlerken hangi çocuklarda Truffaut'un aslında kendini anlattığını görebilirsiniz.