29 Temmuz 2012 Pazar

Amanvermez Avni 2. Cilt- Aranıyor!!!!!

Size sormaktan başka çarem kalmadı dostlar. İnternette köşe bucak araştırmamın, kitapçılara arattırmamın bir faydasını göremediğim için belki siz de vardır umuduyla bir sormak istedim:)
Uzun zaman önce bir kitap okumuştum. İki ciltlik serinin ilk kitabıydı. Osmanlı'nın Sherlock Holmes'i Amanvermez Avni'nin Serüvenleri. Yazarı Ebusüreyya Sami.
O kadar keyifli ve eğlenceliydi ki hikayeler anlatamam, hatta burada yazdım kitapla ilgili düşüncelerimi.
İkinci cildini de okumak isterdim ama sanırım baskısı bitmiş.
Eğer sizde bu kitap vasa bana ödünç vermek, bendeki başka bir kitapla takas yapmak, veya ücretini takdim etmemi isterseniz çok çok mutlu olurum:)

19 Temmuz 2012 Perşembe

Yeni Bir Kartpostal Etkinliği - Bloggerlara Özel:)

Sevgili Leylak Dalı'nın bundan iki yıl önce, yılbaşında düzenlediği kartpostal etkinliğine katılmıştım.
(Bundan önce en son ilkokul zamanımda arkadaşlarımla kartpostal ve mektuplaşıyordum hala da saklarım onları.) Tekrardan posta kutusunun keyifle dolmasını beklemek ve her gelen kartın içinde yazılan özel bir iki cümleyi okumak o kadar nefisti ki tadı damağımda kaldı. Geçen yılbaşı ise katılamamıştım maalesef ama aklım da kalmıştı kim bilir ne güzel olmuştu yine.

Önümüz bayram iken Leylak Dalı'ndan rica ettim tekrardan düzenler mi acaba diye ve beni kırmadı bastı düğmeye. Detaylar burada.

Kartpostal ve mektup göndermek günümüzde artık hiç kullanmadığımız bir iletişim yolu. Doğumgünlerinde, özel günlerde bile sevdiklerimize artık SMS yoluyla mesajımızı atıyor hatta toplu mesaj ile kişiye özel cümleler bile kurmuyoruz.
Postanenin yolunu bilmediğimiz gibi postaneler bile gönderi almayı unutmuşlar sanki. Hatta posta pulu bulunmayan postaneler bile var:) (çok acayip değilmi)

Kartpostal seçmek, içine göndereceğimiz kişiye uygun bir yazı yazmak, postaya vermek ve ellerimizle hazırladığımız bu somut nesnenin karşı tarafa ulaştığını öğrenmek ayrı bir keyif, bir de posta kutunuzda yeni bir kart bulmak ayrı bir keyif.

Bende katılmak istiyorum derseniz şartlar burada http://leylakdali.blogspot.com/2012/07/bir-oneri.html.
Katıldığım önceki etkinlik ile ilgili yazım da burada.


17 Temmuz 2012 Salı

Kitap Şenliği 18 Temmuz Kuzguncuk'ta


Bu ilanı görünce sizlerle paylaşmak istedim, eminim ilgilenen pekçok kitapsever olacaktır...


Okurlar Kuzguncuk’ta Buluşuyor

Evekitap 18 Temmuz Çarşamba saat 19:00‘da Kuzguncuk sahile tüm kitapseverleri kitaplarıyla birlikte bekliyor. Bu etkinlikte Boğaz’ın en güzel kıyılarından birinde meşrubatlarımızı yudumlarken kitap okuyacağız. Kitap üzerine sohbet ve yarışmaların da düzenleneceği etkinliğimiz kitap dolu güzel bir akşam geçirmemizi sağlayacak.

Etkinlik ile ilgili detaylar Facebook sayfamızda, katılımcıların Facebook üzerinden katılımlarını belirtmelerini rica ederiz.

Tüm kitapseverleri kitaplarıyla birlikte Kuzguncuk Sahiline bekliyoruz, Evekitap sizi sürprizlerle karşılayacak.


13 Temmuz 2012 Cuma

Sıradışı Objeler Sergisi


Uzun zamandır Ckm'de yer alan "Hisseli Harikalar Kumpanyası Meraklılarından Sıradışı Objeler Sergisi" aklımdaydı. Bitmesine 2 gün kala büyük bir merakla ve de tek tek inceleme keyfiyle gezdim.
14 Temmuz'da yani yarın son gün ama gezemediyseniz benim seçtiğim ilginç bir kaç obje ve hikayelerinin fotoğraflarını aşağıda bulabilirsiniz. Resimlere tıkladığınızda daha büyük boyutta açabilirsiniz.

Sergi Yapı Kredi Kültür Sanat İşbirliği ile hazırlanmış. Aralarında Private Banking müşterilerine ait eşyaların da bulunduğu 50 kadar aile ve koleksiyonerden 250 adet obje, belge ve siyah beyaz eski fotoğraf yer alıyor.

Koleksiyonerlerin ilgi alanlarına göre topladıkları eski objeler, ve ya aile büyüklerinden kalma manevi ve maddi değeri olan eşyalara sahip olan kişilerin, bu eşyalara ait ilginç hikayeler ve o günlerde ki yaşantı biçimlerini ortaya koyan bilgilerle dolu anlatılarını eklediği bir sergi.

Kimileri gurur verici, kimileri hüzünlü, kimileri traji komik hikayelere sahip eşyalar ile geçmişe bir yolculuk yapılıyor.

Koleksiyonculuğun zamana meydan okurcasına vazgeçilmez bir tutku olduğunu görüyoruz bir kez daha. Biriktirilen eşyaların ogün için bulunması zor ve değerli oluşunun yanısıra zaman geçtikçe demode oluşu ve peşinden koşulmaz hale gelişinin ve fakat değerini hiç kaybetmediğinin bir kanıtı bu sergi.

Sanırım bu sergi ile bir sonraki adımımın Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi olacağı pek açık:)






















11 Temmuz 2012 Çarşamba

Aşk Sanatı - L'art D'aimer

Yapım: 2011 - Fransa,
Tür: Romantik Komedi
Yönetmen: Emmanuel Mouret,
Oyuncular: Gaspard Ulliel, Julie Depardieu, Frédérique Bel, François Cluzet

Bu sıcaklarda yapılabilecek belki de en güzel şeylerden biri buz gibi bir sinema salonunda film izlemek olabilir.
Şöyle bir de yaza uygun, limonata tadında, kolay seyredimli, biraz da güldüren ve Fransız yapımı bir film olursa ne güzel olur değil mi:) Hele hele içinde François Cluzet'de varsa hiç düşünmeden izlenmez mi:) diyip kendimi Paris'te ve aşk konusunda son derece açık görüşlü Franszların ilişkilerini izlerken buldum.

Her yaştan çiftlerin ilişkilerini, kısa kısa hikayelerle birbiri ardına sıralayan ve zaman zaman bu insanları aynı hikeyede birleştiren yapıda bir film.
Özü, elbetteki aşkın yaşanış biçimi ve eşlerin aşkı sorgulayış yöntemleri.

Nedense (!) Fransız filmlerinde çokça sorgulanan ve işlenen bir konu var yine: Aşkın ne kadar özgürce yaşanabileceği ve üçüncü kişilerle eş paylaşımının olup olmaması gerektiği.
Extra large bir düşünce yapısıyla, sevgililerinin yeni deneyimler (!) yaşamalarının özgürlük adına hem doğal hakları hem de ilişkilerini sağlamlaştırıcı olduğunu düşünen ve fakat iş uygulamaya gelince kazın ayağının öyle olmadığını anlatan hikayeler de var, hem de eşini aldatmamak adına türlü çıkar yollar bulmaya çalışan aşıklar da var.
Aşk Sanatı (L'art D'aimer) masalsı anlatımıyla, sıkılmadan izlenecek hatta sizi güldürecek tarzda gayet kaliteli bir yapım. Tavsiye olunur:)

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Beyoğlu'nda Gezersin:)

Bugün uzun zamandır gezmeyi özlediğim Beyoğlu'nu turladık. Kitapçıları, pasajları, ikinci el kıyafet dükkanları, kırtasiyeleri, balıkçı çarşısı, cafeleri, her yeri ayrı keyifli Beyoğlu'ndan amatör karelerim:)


























4 Temmuz 2012 Çarşamba

Sergi: The Great Masters Tophane-i Amire'de

Türkiye'nin ilk interaktif sanat sergisi...


Rönesans akımının en üst noktasında yaşamış ve eserler vermiş büyük usta ve dehalar Michelangelo, Rafael ve Leonardo da Vinci ile 1500 lü yıllara bir yolculuk yapma fırsatınız var kaçırmayın!


Her birinin eserleri saatlerce izlenecek, üzerinde düşündürecek ve hayranlık bırakacak bu ustaları ve yaşadıkları dönemi keyifli bir şekilde öğrenmek ve deneyimlemek isterseniz 31 Temmuz'a kadar "The Great Masters" sergisini Tophane-i Amire'de görebilirsiniz.
Arter Tasarım tarafından Türkiye'ye getirilen ve tasarlanan serginin küratörleri Alessandro Vezzosi ve Francesco Buranelli.

Ben de Arter Tasarım'ın düzenlediği blogger etkinliğinin davetlisi olarak gezme şansına sahip oldum bu muhteşem sergiyi.
Arter Tasarım'ın İletişim Direktörü Sebla hanım sergi sırasında bizimle pekçok ilgi çekici ve değerli bilgiler paylaştı. Kendisine bize keyif dolu bu yolculukta eşlik ettiği için çok teşekkür ediyor ve diğer projelerinde başarılar diliyorum. (Meraklılarına bir not:  Arter Tasarım'ın bir sonraki projesi Piri Reis merkezli bir sergi olacak önümüzdeki yıl:)

Dün gezdiğim sergiyi anlatmadan önce vurgulamak istediğim önemli birkaç nokta var.
Sergi gezmeyi sever misiniz?
Elbetteki sergileri gezmek, ufkumuzu açıcı, öğretici, sanata ve sanatçıya hayranlık uyandırıcı, yaşam biçimimize ilham verici ve bizi üretmeye yöneltici etkileri olan aktiviteler.
Alışık olduğumuz sergi gezme biçimi sessizce eserlere bakıp incelemeye yöneliktir öyle değilmi:)

İşte bu serginin en önemli özelliği interaktif yapısı ile ziyaretçilerin, 16.yyın en önemli ustalarının eserlerini yakından inceleyip deneylerle bizzat yaşayarak onların düşünce yapılarını anlamaya yönelik kurgulanmış olması.

Özellikle sergiyi yanınızda bir arkadaşınızla ziyaret ediyorsanız birlikte çok eğleneceğiniz, zaman zaman sizi güldüren zaman zaman hayrınlık içinde bırakan ve 1500lü yıllara yolculuğa çıktığınızı hissedeceğiniz bir gezi olacak.
Sergide,
Michelangelo’nun Sistine Şapeli’ndeki eserlerini, Davud heykelini,
Leonardo’nun Son Akşam Yemeği freskini, anatomi çalışmalarını, Vitrivius İnsanı’nı,
Raphael’in birçok resmini ve Atina Okulu freskinin detaylarını modeller, dokunmatik ekranlar ve interaktif sistemler vasıtasıyla inceleme fırsatı buluyoruz.


Belgesellerle donatılmış sergide ayrıca kulaklığınız vasıtasıyla eserler hakkında kısa ve net bilgiler öğrenebiliyorsunuz.


Benim için serginin en ilgi çekici yönleri sanırım şunlar oldu:


- Michelangelo'nun Sistin Şapelinde yapmış olduğu fresklerin sergide 1/9 oranında yer alışı ve her birinin hikayesinin detaylı anlatılışı




Leonardo da Vinci'nin insan vücudundaki oranları ve tesadüfleri sorgulayışını  gösteren Vitrivius insanı ve kendimizi ölçüm grafiğinde Vitrivius ile karşılaştırmamız:) (Elbetteki, da Vinci haklı çıkıyor:)


- Yine Leonardo'nun tasarladığı savaş makinalarının zamanımızda yapılmış model maketleri. (Keşke Leonardo zamanını bu vahşi aletleri tasarlayarak geçirmek zorunda bırakılmasaydı ve iyiki de hayata geçmemişler diyor insan ister istemez:)


- Leonardo da Vinci'nin II. Bayezid'e bir CV niteliği taşıyan iş başvurusu mektubu yazdığını biliyormuydunuz, Haliç üzerinde tek kemerli bir köprü, Pera arasında bir köprü tasarladığını ayrıca rüzgar değirmenleri ve yenilikçi hidrolik cihazlar imal etmeyi teklif ediyor.
Sergide teklif edilen Galata Köprüsünün modeli de yeralıyor!!
ya da Michelangelo'nun sultan tarafından İstanbul'a davet edildiğini biliyormuydunuz.


- Rafael'in 1/1 ölçekli Atina Okulu freski ve detaylı anlatımı

- Michelangelo'nun  1/1 oranındaki Davud Heykelini ve orjinal mermerin bir örneği ile o mermerin çıkarılış öyküsünün belgeseli

- Sergide ayrıca o dönemde Osmanlı'nın sanatsal ve bilimsel eserlerinden örnekler sunulan bir bölüm de tasarlanmış.





Büyük ustalarla ve eserleriyle ilgili çok değerli bilgi ve eserleri sergide keşfetmenizi dileyerek en kısa zamanda sergiyi gezmenizi tavsiye ederim.