Vahşi bir ders aslında tarih.
Savaşları ezberler durururuz. Tarihlerini, yerlerini ve kazananların bilgisiyle beraber, bir kutu oyunu veya bir maç sonucu gibi algılanarak. İnsanlık dramı hiç dahil edilmez içine.
Dünya tarihi savaşlarla dolu elbette bunları öğreneceğiz ama bu şekilde sanki savaşları benimsemiş de oluyoruz çocuk yaşlarda, çok normalmiş gibi.
Etkilerini anlatmıyorlar derslerde, yaşanan acıları, kayıpları, psikolojik olarak nesilden nesile süren etkilerini.
Filmler de gerçeğe yakın olarak görüyor ve hissediyoruz oysa, içselleştirebiliyor, kendimizi o savaşta yer almış bulabiliyoruz.
Neyse:)
Sinemada tarihi filmler okadar çok ki, her döneme ait bir film bulmak mümkün.
Ben de şans eseri,18. yy Avrupası'nda geçen üç biyografik - tarihi film izledim peşpeşe.
Fransız Devriminin Avrupa'daki etkilerini farklı yaklaşımlarla ve hikayelerle, tarihte varlıklarıyla büyük yer edinmiş kişilerin yaşam öyküleri yoluyla izleyince pek çok şey öğrenmiş oldum hem de:)
Hatta daha da çok merak ettim detayları, bu yüzden 1989 Fransa yapımı "La révolution française" var sırada izleyeceğim.
Filmlere geçmeden önce Fransız İhtilali dönemindeki siyasi gelişmeleri biraz özetliyim:
- Fransız İhtilali tüm dünya tarihi için de bir dönüm noktasıdır çünkü uzun zamandır gelişen burjuvazi bu devrimle iktidarı mutlak bir biçimde ele geçirmiştir.
- Aydınlanma filozoflarının (Montesquie, Voltair, Rousseau, Diderot..) etkilerinin yanında İngiliz Halklar Bildirgesi, John Locke’nin fikirleri ve Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi burjuvaları hareketlendirmiştir.
- Fransa, Kuzey Amerika’daki tüm kolonilerini Yedi Yıl Savaşları sonunda imzalanan Paris Antlaşması ile İngiltere'ye kaptırmıştı. 1774 yılında Onüç Koloni'nin başlattığı Amerikan Bağımsızlık Savaşı 1776 yılında bağımsızlık ilanıyla sürmüştü. Fransa ise bu çatışmalara büyük boyutlarda mali destek vererek dolaylı olarak katılmıştır.
- Bu savaş harcamaları ve giderek artan saray masrafları dolayısıyla Fransız monarşisi de mali yönden tükenmişti.
- 1789 yılında XVI. Louis, soylulardan toprak mülkiyeti üzerinden vergi istediğinde; soylular, parlamentonun toplanmasını istediler. Parlamentonun toplanmasıyla orta sınıftan halk, özellikle varlıklı sınıflar, monarşiye karşı savaş açtılar.
- Orta sınıf, 14 Temmuz1789 günü Bastille hapishanesine saldırdı. Hapishane ele geçirilip mahkûmlar salındı.
- 1791 yılında bir kurucu meclis toplandı ve İnsan ve Yurtdaş Hakları Bildirisi yayınladı. Ardından anayasa hazırlayarak monarşinin yetkilerini sınırlandırdı.
- 1792'de cumhuriyet ilan edildi.
- Sadece 1793 ile 1794 yılları arasında (Jakoben devrimci diktatörlüğü) 18.000 ile 40.000 arasında kişi Giyotin ile idam edildi.
- 1793'te dış güçlerle ittifak yaptığı için kral XVI. Louis idam edildi.
- Kraliçe Marie Antoinette vatan hainliği suçundan idam edildi.
Maximilien de Robespierre (1758 - 1794)
Louis de Saint-Just (1767 - 1794)
Jean-Paul Marat (1743 - 1793)
Georges Jacques Danton (1759 - 1794)
Camille Desmoulins (1760 - 1794)
Marie Antoinette (2006)
Yönetmen: Sofia Coppola
Oyuncular: Kirsten Dunst, Jason Schwartzman, Judy Davis
Avusturya imparatorunun kızı Marie Antoinette'in 14 yaşında ittifak sağlamak amacıyla Fransız veliaht 16. Louis ile evlenmesi ile başlıyor film.
Tarih 1768.
Güzelliğiyle, neşesiyle ve sıcakkanlılığıyla herkesi büyülerken henüz 16 yaşındaki eşinin birtürlü dikkatine çekemeyen Marie Antoinette Versailles Sarayı'nda kraliçeliğe doğru uzanan bir yaşam macerasına başlar.
Film Fransız İhtilalinin başlangıcıyla Marie Antoinette ve kocası Kral 16. Louis'nin Sarayı terketmesiyle son buluyor.
Yaklaşık 20 yıl boyunca Marie Antoinette'in Saraydaki ihtişamlı yaşamında nasıl bencil bir yaklaşıma sahip olduğunu, halk tarafından neden sevilmediğini, kraliçelik döneminde politikaya ve ülkenin yönetimine kayıtsızlığının sebeplerini görüyoruz.
Tarihe geçmiş ünlü sözü "ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" 'in ve hakkında yazılan ve çizilen pk çok çirkin yakıştırmanın halk tarafından neden uydurulduğunu anlıyoruz.
Fransa'ya gelin giderken annesinin Marie Antoinette'e tembihlediği gibi "Fransız halkı melek gibi bir kraliçemiz var" desinler sözü belki gerçek olabilecekti, fakat sarayın ihtişamlı ve savurgan yaşam tarzına uyarak, içki, kumar ve gösterişle kendini ifade etmeye çalışan Marie Antoinette, kocası 16. Louis'in beceriksizce ve pek çok hatalı kararlarla ülkeyi yönetmesi ve Fransa'yı borç batağına sürükleyerek halkın sefaletine sebebiyet vermesi dolayısıyla giyotinle hayatları son bulmuştur.
Danton (1983)
Yönetmen: Andrzej Wajda
Oyuncular: Gérard Depardieu, Wojciech Pszoniak, Anne Alvaro
Sene 1794. Fransız İhtilali gerçekleşmiş ve Jakobenlerden kurulu komitenin verdiği kararlarla sürekli infazlar yapılmakta ve Fransa'da terör dönemi yaşanmakta.
Jakobenlerin önde gelen isimleri ise devrimciler Robespierre, Mirabau ve Marat.
Halk hala sefalet ve açlık içinde. İhtilalin en önemli isimlerden biri ve halkın gözünde kahraman olan Danton, devrimcilerin yaptıkları infazlardan ve yeniden oluşturdukları diktatörlük benzeri sistemden ayrılmış ve "İnsaflılar Grubu"nu kurmuştur.
İhtilali birlikte gerçekleştiren Danton ve Robespierre'in fikir ayrılıkları, komitenin Danton ve yandaşlarını tutuklama kararı ve yargı süreci anlatılıyor filmde.
Robespierre'in eski arkadaşı hakkında vermesi gereken karar vardır ve bu çelişkili karar ile kendi dahil tüm ihtilalcilere zarar verebileceğini bilmektedir. Komitenin baskısı ile Roberspierre Danton'u karşısına alır ve devrimcilerin tümünü giyotine götüren süreç başlar.
Goya's Ghosts (2006)
Yönetmen: Miloš Forman
Oyuncular: Natalie Portman, Javier Bardem, Stellan Skarsgård
Imdb Puanı: 6.9
Mükemmel bir film, çok çarpıcı sahnelerle dolu bir senaryo.
Romantizm akımının öncülerinden kraliyet ressamı Goya'yı merkeze oturtarak hazırlanmış senaryoda İspanyol engizisyonun karanlık dönemi konu alınmakta.
Acımasız Engizisyon Mehkemelerinin Hıristiyan karşıtı olduğunu düşündükleri insanlara işkenceyle her türlü ssuçlamayı kabul ettirdikleri ve insanlık dışı hapis yaşamlarını hatırlatılıyor.
Goya yaptığı sert eleştriler çizimler ile engizisyonu çok rahatsız etmektedir.
Yahudi avına çıkmış olan engizisyon üyleri şüpheli gördükleri herkesi sorguya almaktadır.
Goya'nın ilham perisi ve aynı zamanda çok zengin bir tüccarın kızı olan İnes'de sorguya alınır. Goya her nekadar rahip Lorenzo'ya yalvarsa da Ines'ı kurtamayı başaramaz.
Rahip Lorenzo ise Ines'in babası tarafından engizisyon işkence yöntemleri ile ilgili öyle büyük bir ders alırki İspanya'yı terk etmek zorunda kalır.
20 yıl sonra Napolyo'nun İspanya'yı işgali sonucu engizisyon ve Krallık son bulur. Rahip Lorenzo İspanya'ya geri dönmüştür, Goya ise artık sağırdır.
Goya, Lorenzo ve Ines'i biraraya getiren sürpriz gelişmeler olmuştur.
Goya'nın çizimlerinden bazı örnekler,
5 yorum:
Güzel bir post oldu bu ellerine sağlık. İki şehrin hikayesini de filme alsalar yeniden. Tom Tykwer'dan beklerdim açıkçası.
çok güzel bir yazıydı gerçekten de...Goya sergisi var Pera'da haberiniz vardır mutlaka
Ahhh bayıldım bu post'a Sinem, eline sağlık!
Ben de Khan Academy'den ders tadında bir ekleme yapayım. Fransız Devrimi veya Fransız İhtilâli;
birinci bölüm: http://youtu.be/hjJtuAcX3js
ikinci bölüm: http://youtu.be/bajBs0mHDaA
üçüncü bölüm: http://youtu.be/yGIqSSz5UhY
dördüncü bölüm: http://youtu.be/bFW6cIXlwxw
yazılı araştırmasını yaptık, filmlerini izledik, bir de tekrar tadında bu videoları izlersek tam kavramış oluruz sanırım :]
Yorum Gönder