22 Nisan 2010 Perşembe

Film Festivalinden DVD önerileri

Film festivalini dvd'den takip etmeyi düşündüm bu yıl. Anadolu yakasında sadece Kadıköy sinemasında olması nedeniyle ve istediğim filmlerin saatlerini uydurmada zorluklar yüzünden İKSV'nin sayfasından filmler hakkında bilgi alıp, dvd siparişlerimi vermiştim. Gerçi hepsini bulamadım, bulduklarımın da hemen hepsini seyretmedim ama bugün iki filmden bahsedicem.

Bunlardan bir tanesi Ejderha Dövmeli Kız. Kitapçıların raflarında da bu ara boy gösteriyor, mutlaka görmüşsünüzdür. İsveçli yazar Stieg Larsson tarafından "Millenium Üçlemesi" nin ilk kitabı olarak yazılmış. Bol karlı, İsveç soğuğunu çokça hissettiren, polisiye, gerilim tarzında bir hikaye.

Millenium gazetesinde araştırmacı yazar olan Mikael Blomkvist hakkında dava açılır ve 3 ay hapis cezası alır, 6 ay sonra hapise girecek olan Mikael'e bir iş teklifi gelir.  Köklü ve zengin bir aile olan Vanger'lerin 40 yıl önce çözülememiş bir cinayet davasını tekrardan sorgulamak üzere Henrik Vanger tarafından ailecek sahipleri oldukları yarımadaya davet edilir. Henrik'in yeğeni, varis kavgaları nedeniyle 40 yıl önce kaybolmuş ve öldürüldüğü düşünülmektedir.   Henrik, Mikael'den aile üyelerini, geçmişlerini incelemesini ve bu olayı açıklığa kavuşturmasını ister. Paralel olarak hacker bir gençkız Mikael'in araştırmalarını gizlice incelemektedir ve bulduğu ipuçlarını ona iletmeye karar verince kendini Mikael'in yardımcısı konumunda bulur. Derinlere indikçe tarihte birdizi cinayetin birbirine bağlı olduğu ve ortaya sapık düşünceler ve ilişkilerin yaşandığı bir geçmiş çıkar.

Film yaklaşık 2,5 saat sürüyor ve hız kesmeden ilerliyor, gerilim, merak seviyesi hep yukarıda tutulmuş, dedektiflik unsurlarının epey yeraldığı film bu açılardan bence çok tatmin edici.
Film konu itibariyle kadınların şiddete, tacize maruz kalışlarını epey uç noktalarda gösteriyor, ama birde intikam sahnesi varki çok cesurca yazılmış çekilmiş ve oynanmış.

Gelelim ikinici filme. Festivaller sayesinde değişik ülkelerin filmlerini, inceleme, seyretme fırsatı oluyor. İkinci durağım İsrail.

Bu film aslında listemde yoktu ama Müge'cim bana davetiye seçeneklerini sununca bu filmi seçtim hem de sinemada seyrettim.
Filmin adı Gözleri Tamamen Açık (Eyes Wide Open) birçok ödülün de sahibi.

Bu bir aşk hikayesi ama hiç olmaması gereken üstelik en olmayacak yerde filizlenen bir aşk hikayesi bu. Kudüs'te en tutucu inanışa sahip Ortodox- Musevi dininin mensuplarından oluşan çevrede yaşayan evli çocuklu bir adam, babasından kalan kasap dükkanını işletmeye başlar, yanına aldığı üniversite öğrencisi çırağıyla zaman içinde yakınlaşırlar,ve bu gay ilişkinin sürdürülmesi hem ahlak,hem dini inanış, hem de karşı koyması güç arzular arasında duygusal bir kabusa dönüşür.
Gay bir ilişkiyiı en uç ortamda tartışmaya açıyor film. Dini ve ahlaki sohbetlerle, ibadetlerle donatılmış filmde, erdemli bir insan olma çabasında olan ve bunun en güçlü savunucusu olan biri neden tutkularına yenik düşer .Üstelik bir gay ilişki ile. Ailesine, çevresine, kendine bile nasıl karşı gelebilir, ve dinsel inanışlarına nasıl bu kadar ters düşer davranışlarıyla. Bir insan bu kadar zayıf bir hale nasıl gelir.
Bir çıkmaz sokakda yol devam eder mi, bu soruların işleniş biçimi, oyunculuklar ve bir kültür ve inanışı izlemek isteyenlere tavsiye ederim.

4 yorum:

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

Bazı şeyleri tutkuyla savunan,yasaklayan ve kınayanlar için bu durum kendi korkularını bastırmak için seçmiş oldukları bir yöntem olabiliyor. Tarihte de pek çok örnek bulmak mümkün.

Film yorumları çok güzeldi.Sağol Sevgili Sinem.

Sevgilerle.

Sinem Ergun dedi ki...

Sevgili Çoban Yıldızı, sana kesinlikle katılıyorum, erdemli insan olmaya çalışmak yaşarken yaşamaktan vazgeçmekle olmuyor, yasaklar herkesin ilgisini cezbeder ve aksine belkide yanlış olana eğilimi arttırır, önemli olan hür iradeyle seçimler yapabilmek ve bence bu da tecrübeyle oluşacak bir idrak seviyesi.
Yorumun için çok teşekkür ederim.

Nesobaby dedi ki...

Ejdeha dövmeli kızı geçen ay izledik henüz vizyona girmemişti ve izledikten sonra kitabınun da best seller olduğunu öğrendim. Aslında çok beğendim ama izledikten sonra derler ya ağlasam mı sevinsem mi bilemedim onun gibi hem çok beğendim hem de bazı sahneleri ( özellikle tecavüz şiddet sahneleri) beni o kadar gerdi ki neden izlettirdin bu filmi bana dedim Burki'ye :) yine de izlenilmeli güzel bir kurgu

Burcu Aşçı dedi ki...

İsrail yapımı film ilgimi çekti, ben de izleyeyim, anne tarafımdan yarı israilli sayılırım ve öyle bir ortamda böylesi bir ilişkinin dile ve gündeme getirilmesi gayet cesurca,merak ettim şimdi:)