7 Ocak 2011 Cuma

Jim Jarmusch - Dead Man

Dead Man
Senarist ve Yönetmen: Jim Jarmusch
Oyuncular: Johhny Depp, Gary Farmer
Yıl: 1995

Yeni yılda da Jim Jarmusch tabii ki:)
Bu adam çok hoşuma gidiyor napim, şuncacık sinema izleyiciliği mazimde rastladığım en ilginç sinema adamlarından biri. Durgun filmler yapıyor bu doğru ama yarattığı karakterlerle çok barışık senaryolar yazıyor. Hepsinin zayıf noktalarını gösteriyor bize sonra da onları en saf halleriyle karşımıza çıkarıyor, bunun bize verdiği avantajla bizde onlarla bir güzel dalga geçiyoruz. Hep de kendinden emin, ama beceriksiz kahramanlar bunlar.

Bu sefer değişik bir film türünde çalışmış Jarmusch. Bir Western hatta Acid Western tarzındaki Dead Man hem bir dönemin ve toplumun kültürünü yansıtıyor hem de elbetteki yine absurd sahneleriyle eğlendiriyor.

William Blake (Johny Depp), kareli takım elbisesi, ince gözlükleriyle ürkek tavırlı bir muhasebecidir. Başvurduğu işten olumlu cevap alır ve herşeyi geride bırakıp yaşadığı yerden uzaktaki bir kasabaya doğru trenle yola çıkar. Fakat vardığında işini başkasına kaptırmış olduğunu anlar. Şirketin ve kasabanın sahibi John Dickinson onu silah zoruyla dışarı atar.

Beş parasız ve işsiz halde kalan Blake tanıştığı fahişenin evindeyken gelen eski sevgilisi kadını öldürür, Blake'i yaralar bunun üzerine Balke'te onu öldürür ve kasabadan kaçar. Öldürdüğü adam Dickinson'un oğludur, ve Blake'i bulması için üç kelle avcısı tutar.

Blake ormanda yaralı halde uyandığında şişman bir yerli ile karşılaşır. Nobody isimli bu adam yalnız gezmektedir. Blake'ın yarasını inceler ve kurşunun kalbine çok yakın olduğunu ve çıkarmanın mümkün olmadığını söyler. Onun için Blake yürüyen bir ölüdür.
Nobody, yaralı adamın isminin William Blake olduğunu öğrenince, kendisinin hayran olduğu şair William Balke'in reenkarnesi olduğuna inanır ve Blake'e sonsuz yolculuğunu yapmak üzere Pasifk Okyanusuna kadar eşlik etmeye karar verir.
Bu arada Balke'in arandığını öğrenen Nobody onun namının yürümesi için pek çok beyaz adam öldürmesi gerektiğine karar verir ve ona bu konuda yardımcı olur.

Tüm bunlar olurken üç kelle avcısıda ormanda beraberce iz sürmekte fakat birbirleriyle hiç anlaşamaktadırlar.

Film, Blake'in ve kelle avcılarının birbirini izleyen bağımsız sekanslarıyla sürüyor.

Nobody'nin yerli atasözleri ve inançlarıyla dolu konuşmaları, Blake'in yaralı halde bunların tek kelimesini bile anlayamaması, kelle avcılarının daltonlarvari çekişmeleri, rakip olarak birbirlerinden kurtulma çabaları, ve Dickinson'ın para ödülü koyması üzerine ormanda aramaya koyulan başka insanların ortaya çıkışı ile gerilim, macera ve izleyici şaşkınlığı, hafif tempoda sürüp gidiyor.

Bu arada bizim ürkek ve beceriksiz kahraman Blake, neredeyse yanlışlıkla çekirdek gibi adam harcıyor film boyunca.

Not: Filmde birçok sahenede ve diyalogda şair William Blake'e ait şiirlere göndermelerin olduğunu okudum. Ayrıca bu film Amerikan yerlilerine ilişkin çok iyi bir araştırma yapıldığına dair övgüler almış.

Deşişk bir açıdan yaratılmış vahşi batı ve yerlileri konu alan bu filmi meraklılara tavsiye ederim.

8 yorum:

Adsız dedi ki...

Harika yazdın :) Adamın iştahını kabartıyorsun Sinem :)
Başlığı görür görmez Sinem'in Jarsmuch damarı kabarmış dedim kendime ama bu sefer benim de kabardı :)

Sinem Ergun dedi ki...

Eksik olma Syrakusa:) Epey oldu seyredeli yazımı okuyunca ben bile bidaha seyretmek istedim:)

kibarmozom dedi ki...

izlenecekler listem de epey bir kabardı. bunu da ekledim listeme :)

ilnevyA dedi ki...

İzlediğim en az diyalog içeren filmdi sanırım bu. Ama çok lezizdi.

Sinem Ergun dedi ki...

kibarmozom:) iyi seyirler,

ilnevyA, diyaloglarda yerli atasözleriyle doluydu zaten, bizde William Blake gibi kalakalıyorduk:)) ama izlemeye değer filmlerden:)

Nihal M. dedi ki...

syrakusayı takip ederek buldum bloğunuzu... sinema yazılarınızı okumak üzere de sık sık geleceğim...Yandaki yönetmenler en sevdiklerimden birde Dead Man ki Jim jarmusch postu çok keyiflendim...Eşimle ender anlaştığmız filmlerden...
Ajanda derginizi okumaya başladım bile...Başarılar çalışmalarınızda...
sevgiler bolca...

Sinem Ergun dedi ki...

Nihal merhaba, tanıştığımıza çok sevindim. Bloguna bakınca ortak çok noktamız ve zekimiz olduğunu anladım. Takibindeyim:)
Dergiyi beğenmene de ayrıca mutlu oldum. Çok teşekkür ederim.
Görüşmek üzere,
sevgiler...

Sinem Ergun dedi ki...

Nihal merhaba, tanıştığımıza çok sevindim. Bloguna bakınca ortak çok noktamız ve zekimiz olduğunu anladım. Takibindeyim:)
Dergiyi beğenmene de ayrıca mutlu oldum. Çok teşekkür ederim.
Görüşmek üzere,
sevgiler...