4 Mart 2010 Perşembe

Breakfast at Tiffany's ve Audrey Hepburn

İlk söyleyebileceğim söz su olur. "Çok şirin bir film."

Özellikle gece yatmadan önce seyredip, tüm stresten uzaklaşmış olarak uykuya geçmenizi sağlayacak bir terapi filmi.

Audrey Hepburn'u bilenler bilir, hızlı hızlı ve melodik bir konuşması vardır. Film boyunca onu takip etmek epey zor ama keyifli, canlandırdığı karakter de aklına koyduğunu yapan, havai, sevimli ve eğlenceli biri.

İncecik vücuduna gece gündüz giydiği siyah şık ve zarif kıyafetleri ve dirseğine kadar taktığı eldivenleriyle oluşturduğu soylu görünümünün altında zenginlik hedefine ulaşmaya çalışan peşparasız eski bir çiftçi karısı yatmakta aslında.

Partilerde boy göstererek zengin koca avındaki Holly Golightly, New York'ta oturduğu apartmana taşınan meteliksiz yazar Paul Varjak (George Peppard) ile dost olurlar, zamaniçinde bu dostluk dile gelmeyen bir aşka dönüşür. Elbetteki Holly'nin kıstaslarına uymayan bir erkektir.

Bu arada filmin adının niye Breakfast Tiffany's olduğuna gelince, Tiffany günümüzde de ününü sürdüren  New York'taki bir mücevherci. Holly lükse düşkün olduğundan canı nezaman sıkılsa, özellikle yoğun geçen gecelerin sabahında eve dönerken eline aldığı bir kruvasan ve bir kahveyle, dükkan henüz açılmamışken ve sokaklar bomboşken, Tiffany'nin vitrininin önünde kahvaltısını eder ve huzur bulur. Holly'nin düşüncesine göre Tiffany's deki bu kadar güzelliğin yanında hiç kötülük olamaz.

Filmde Holly ile Paul birgün Tiffany'e giderler ve 10 dolara birşey almak isterler elbette mümkün değildir, ve çalışanlar okadar anlayışlı ve yardımcı olmaya çalışırlarki, gerçektende bu prensiple mi işlerini yapıyorlar bilemiyorum ama belliki bir reklam unsuru içerdiği aşikar.

Holly, dışarıya yansıttığı karakterle, kendi benliği arasında sürekli bir ikilem içinde yaşamaktadır. Aslında çok çocuksu ve kırılgan bir yapısı vardır. Audery Hepburn'un oyunculuğunda bunu çok başarılı bir şekilde izliyoruz.

Filmle ilgili kısa kısa notlar 
  • 1961 yapımı filmin yönetmeni "Pembe Panter" filmleri ile tanınan Blake Edwards 
  •  Film, Truman Capote'nin 1958 de yazdığı romanından senaryolaştırılmış,  orijinalinde Holly bir telekızken, sansür nedeniyle sinemada bohem hayatı süren biri olarak gösterilmiş.
  • Audrey Hepburn tarafından söylenmiş olan meşhur "Moon River" şarkısı ile besteci ve söz yazarı  Mancini ve Mercer "En İyi Orjinal Şarkı Akademi Ödülü"'nü kazanmışlar.
  • Filmin bütçesi 2,5 M$ iken hasılat 14 M$ olmuş.
  • Audrey Hepburn'un kariyerindei 16. filmi olup ona ün kazandıran filmler arasındadır. İlk filmi"Young Wives Tale"da (1951) rol aldığında 22 yaşındaydı. Bu filmde ise 32 yaşında.
  • Bu film ile "En iyi kadın oyuncu" dalında Akademi Ödüllerine aday olmuş.

3 yorum:

Ezgi dedi ki...

Bende bayılmıştım filme.Holly çok zarif ve isimsiz miskin şişko kedi de bir o kadar tatlı:)

Sanat Notları dedi ki...

evet Ezgi kediden bahsetmeyi unutmuşum, isim bile vermemiş çatlak kız, birde erkekleri fare sınıflandırması vardı, rats ve super rats (bunlar en adileri) hahaha

eda bayraktar dedi ki...

en çok Audrey H.nin pencere kenarında gitar eşliğinde moon river'ı söylemesini severim..