22 Mart 2010 Pazartesi

Üç Buçuk Öykü - Patrick Süskind

Koku filmini hemen herkes bilir. Hikaye 18. yy da Fransa'da geçer. Parfüm endüstrisinin temelleri atılmaktadır. Kendi kokusu olmadığına inanan bir koku dahisi genç bir adam güzelliğin kokusunu yaratma fikriyle bir dizi cinayet işler. İşte bu romanın yazarıdır Patrick Süskind. Usta bir alegori  sanatçısıdır.

Üç Buçuk Öykü kitabının orijinal adı "Three Stories and a Reflection" yani "Üç Öykü Bir Yansıma" aslında.

İnsan doğasının kırılgan yapısını, korkularını, cesaretsizliğini ve umutlarını kısacık öykülere sığdırmış.

İlk öykü kıssadan hisse tadında, genç bir ressamın kendine inancını kaybedişi ve sonuçları anlatılıyor.

İkinci öykü heyecan ve gerilim dolu bir satranç oyunu. Fakat bu oyun aslında sadece bir sahne dekoru, özünde ise özgüven hikayesi yatmakta.

Üçüncü öykü, insanın çaresizliğinin düşünce boyutunu ortaya koyuyor. Burada kilit kelime "midyeleşme"

Yansıma da ise okuyucu kendini görebileceği bir ayna ile karşılaşabilir.


Öyküler, romanlar gibi değildir. kısadır, günlerce okunmaz, romanda olduğu gibi günbegün aynı ortama dahil etmez bizi. Etkisi kısa sürebilir bu yüzden.

Ama buradaki öyküler bir müddet sizi meşgul edebilir, üzerinde düşündürtebilir. Gelip geçici değildir. Belki tüm kitabı 2 saatte bitirebilirsiniz ama etkisi emin olun günlerce sürecektir.

4 yorum:

Bero dedi ki...

Koku'yu okumuştum, hatta filmini de izledim, filmi de güzeldi
Bu kitabı da listeme aldım, teşekkürler paylaşım için

ayca dedi ki...

Koku'nun ilk önce kitabını okuyup sonra filmini seyretmiştim. Kitabın bıraktığı etki filmde yoktu. Patrick Süskind'in Koku'su sözlerle, görselliğin ötesine geçip elimden bitene kadar bırakamadığım bir romandı.

buraneros dedi ki...

Son cümlendeki her bir kelimeye katılmamak olası değil... Kesinlikle tadı akılda çoğalan öyküler... Ki, ikinci öykünün altını özellikle ve kalın kalın çizmek isterim. Hem ritmi hem de mesajı anlamında...

Sanat Notları dedi ki...

Bero ve ayca, Kokuyu beğendiyseniz ozaman Süskind'in tarzını, üslübunu seviyorsunuz demektir. Bu öyküleride mutlaka okumanızı tavsiye ederim.

Buraneros, haklısın ikinci öykü benimde favorimdi, insan satranç bilse bilmese heyecanlanır bence. Mesaj için teşekkürler.