8 Ekim 2010 Cuma

Üçlemeler ve ben

Sinemada, edebiyatta, müzikte, yani sanatın her dalında üçleme diye bir kavram var. Üçün büyüsü ne bilmiyorum, gerçi bakınca dörtleme, beşleme de varmış, Harry Potter yedileme mesela:)

Üçlemelerle benim aram nasıl diye düşündüm kendi kendime. Bu konu da şuradan takıldı aklıma. Kiezlowski'nin Üç Renk Üçlemesi'nden Kırmızı'yı izledim, bir türlü yazamıyorum beyaz ile maviyi seyretmedim hala diye. Üçünü bir değerlendirmek, üçünün birbirine attığı kancaları, aralarındaki flörtü görmek istiyorum. Ama galiba bekleyemeyip yakında Kırmızı'dan bahsedebilirm, değer çünkü.

İşte burdan yola çıkarak düşündüm başka yarım bıraktığım üçlemeler var mı, ve ya tamamlayarak kendimle guru duyacaklarım hangileri diye.

Kitaplardan başlıyım:
- Paul Auster'in New York Üçlemesi - Yupi! bitirdim, bayıldım, harikaydı, Paul Auster'ın yeri ayrı zaten benim için.
- Suzanne Colins Açlık Oyunları Üçlemesi - Sınıfta kaldım. Biriniciyi büyük bir süratle okudum, şimdi filmini bekliyorum:) Aslında çok sürükleyiciydi ama bu kadar macera ve kasvet gerer beni.

Filmlere gelince,
- Yüzüklerin Efendisi (YüzükKardeşliği, İki Kule, Kralın Dönüşü) -  Tolkien'in dünyası bu kadar mı güzel görselleştirilir, kaçkere seyrettim bilmiyorum. Replikleri ezberledim nerdeyse:) Hobit köyü, Miğferdibi, Gondor, Mordor amanın amanın...

- Matrix - What is Matrix? 10 yıl önce vizyona girdiğinde izleyip hiçbirşey anlamamıştım. what is Matrix? diye diye bir iki kez daha seyrettim, çekimler harika, aksiyon almış başını gidiyor, bir felsefi altyapısı var, üzerine kitaplar yazılıyor çiziliyor. Sonra ikinicisi geldi hemen sonra da üçüncüsü. Ben büyüdükçe seyretmeye devam ediyorum, film ise her seferinde başka anlamlar kazanmaya devam ediyor.

- Karayip Korsanları - Birinicisini hevesle izlemiştim, beğenmiştim de, Johny Depp'in tripleri çok şekerdi. İkincisinde çok sıkıldım, üçüncüsünde uyudum.

- Geleceğe Dönüş - Küçüktük ozaman, zaman yolculuğu, aksiyon, mizah falan bende bıraktığı imaj iyi

- Yusuf Üçlemesi - Kekim yarım kaldı. Yumurtayı çırptım, sütü ekledim, bal gelmedi hala bakkala. Dvd ci benden bıktı, Bal gelmez oldu. Bu kadar ısrarla istememden anlaşıldığı üzere etkiledi beni.

-  Oceans Üçlemesi - Eleven- Twelve- Thirteen derken soygun ustası olduk çıktık. Eleven'ın heyecanı diğer bölümlerde sürmedi.

- Üç Renk (Krzysztof Kieślowski) Tersten başladım. Kırmızı (yani kardeşliğin simgesi), sinema dersi yapılacak bir film, Beyaz ve Mavi var sırada.

- Kırmızı Perde Üçlemesi - Bu üçlemeyi bilmiyordum, araştırırken gördüm ve meğerse üç numarayı seyretmişim. Moulin Rouge. Diğerleri ise Romeo ve Julliet ile Strictly Ballroom

Bir de dörtlemeler ve hatta uçsuz bucaklamlar var. Resident Evil, Die Hard, Rocky'ler, Terminatör'ler, Scream'ler, film tuttumu devamı çekilenler.

Şimdilik aklıma gelenler bunlar.. Sonuçta orta halli sadıklıkta üçleme seyircisi olduğumu görmüş oldum.

11 yorum:

Bero dedi ki...

Ee ne de olsa Allah'ın hakkı üçtür di mi ama :)

Adsız dedi ki...

cık cık cık... sinemada izlemen gereken, izlemeyenin cennete giremeyeceği , eleştirenin çarpılıp taş olduğu, antibiyotik niyetine ruha zerkedilen tek üçlemeyi unutmuşsun. Star Wars ( ilk üçleme)
:))))))
Bak izlemezsen nasıl ağlarım nasıl ağlarım bilemezsin :))

Sinem Ergun dedi ki...

Syrakusa, bu listeye bakıp, izlmediğimi nasıl düşünebildin. Yazmayı unutmuşum:) İlk, ikinci bütün üçlemeleri sayısız izledim tabii ki. Sana da bir cık cık cık:)))

thalassapolis dedi ki...

Kiezlowski'nin üç rengi muhteşemdir benim favorim mavi ve Yüzüklerin Efendisi hem edebiyatta hemde sinemada en iyi üçlemelerden biri -bana göre ilki- :) sevgiler

Sokak Kedisi dedi ki...

Kieslowski'nin Kırmızı, Mavi Beyaz üçlemesi her rengiyle süper, özellikle filmlerinde yaptığı birbirinden sahne çalmaları ve bakış açısının ekrana düşüşüne bayıldım ama mutlaka(!) izlenmesi gereken serisi Dekalog'u atlamamak lazım diye de eklemek istedim.

Dekalog serisi içinde ise ilk bölümün tüylerimi diken diken eden etkisi hala silinmez hafızamdan.

Ne zaman Kieslowski yazmak istesem bir yerini eksik bırakacağım tereddütüyle vazgeçiyorum ben de :))

Sevgiler

Sinem Ergun dedi ki...

Sokak Kedisi, Dekalog serisini seyrettin mi! Ne muazzam bir çalışmadır kimbilir, On emiri tek tek ele alıyor değilmi, atlamamak lazım, teşekkürler

Sokak Kedisi dedi ki...

Seyrettim evet :) Aynen dediğin gibi, topladığında 10 Emir'i karşında buluyorsun ama her kısa filmin kendi içinde barındırdığı apayrı ve özel duygu hali de çok yoğun bence.

Herhangi bir bölümü herhangi bir zamanda izleyip içinden onlarca farkındalık çıkarabiliyor insan.

Kesinlikle tavsiye :)

ceren dedi ki...

"mavi" yi kaç kez seyrettim bilmem, juliette binoche' a kaç kere aşık oldum izlerken bilmem. kahveyi kaç kez sade dondurmaya döküp yedim bilmem.

o kadar güzel anlatmışsın ki devamı gelen eserlerle arası olmayan benim bile her şeyi torlayıp toparlayıp başından sonuna kadar izleyesim geldi.

eda bayraktar dedi ki...

bizden bi üçleme..
Gelin*Düğün*Diyet...

Adsız dedi ki...

geçenlerde üçlemeler ile ilgili bir yazı okumuştum. Sinema ile ilgiliydi.
1. Yüzüklerin efendisi
2.Geçmişe Dönüş
3.Star Wars
Yazın da benzerlikler oluşsa da
Üç Renk (Krzysztof Kieślowski)'i kattığın için teşşekür ederim.
Aydın geçinenler pek bilmez. Bilmeyenleri aydınlattın:)

Nesobaby dedi ki...

Allahın hakkı üçtür diyecektim :) Berromi söylemiş bile :))
Bazıları 3 leyecem diye uzatıyor daa uzatıyor ama bazen de 3'le kalmasın noolur sonrası da gelsin dediğin filmler kitaplar oluyor.