13 Kasım 2010 Cumartesi

Bu Nasıl Bir Öykü (Bölüm 10)

Ömer ve Erkin amca,profesör Simon'un evine vardılar ve kapının açık, her yerin dağınık olduğunu,

evde kimsenin olmadığını görünce, şaşkınlık ve korkuyla birbirlerine baktılar.

*

Aslı 'bugün o gün' deyip evden çıktı.Serin ve yağmurlu hava yüzünü yaladı.Bir an için eve dönüp, belgeleri
yerine koymayı düşünse de, yıllardır kasada saklanan bu belgelerin esrarının çözülmesini, kocasının
o çok sevdiği gözlerinde,en mutlu anlarında bile oluşan kara bulutların dağılmasını her şeyden çok istiyordu,
artık. Bu nedenle şimdiye kadar ondan hiç bir şey saklamadığı Ömer'e bir anlamda ihanet ederek belgeleri
almıştı.
Sabahın erken saatleri olduğu halde,trafik çok yoğundu.Yoldan geçen taksiye işaret etti.Taksi durmadan,
üstelik pantolon paçalarını ıslatacak kadar hızla geçmişti.'ne zaman yağmur yağsa, taksi bulmak zorlaşıyor' diye düşünüp, geçen her taksiye işaret ediyordu. Sonunda taksinin biri durdu.Bıkkınlıkla bindi taksiye, adresi şoföre verip, koltuğa gömüldü.

Öğrenciliğinde ona uğur getirdiğine inandığı yeşil kurdeladan kesilmiş parçayı çantasından çıkartıp,avucunun içine aldı.
Bugün de uğura ihtiyacı olacaktı.Yeşil kurdelayla oynadıkça, annesinin ördüğü uzun saçları geldi aklına,annesini nasıl özlediğini düşündü, Ömer Türkiye'ye gitmemek için her yıl çeşitli bahaneler buluyordu.'Bu yaz mutlaka gitmeliyim Türkiye'ye, Ömer gelmese bile' diye geçirdi aklından.

Taksi kırmızı ışıkta durunca, daldığı hayallerden gerçeğe döndü.Bir yandan belgeleri,özellikle defterde yazılanları ölesiye merak ediyor,bu sır perdesinin hayatlarından kalkmasını istiyor,öte yandan Prof.Simon'un evine bu kadar yaklaşmışken, hala 'yaptığım doğru mu?' diye tereddüt ediyordu. 'Biraz daha düşünmeliyim' diye sokağa girince taksiden inip,yürümeye başladı. Artık evi görebiliyordu, merak, korku, heyecan, duyguları karmakarışıktı.

Tam bu sırada yanında duran arabadan birinin 'Aslı' diye seslendiğini duydu. Arabanın arka koltuğunda oturan,bu hiç tanımadığ, yaşlı adama korkuyla bakarken,bir yandan da çantasına sıkıca sarılmıştı.

Adam kapıyı açtı, arabadan indi, elini uzatıp,

- Ben teğmen Perez Villagrasa, diye kendini tanıttı.

Aslı için bu isim bir şey ifade etmiyordu,ama ardından adamın söylediği 'Hakan Binboğa' adı Aslı'yı durdurmaya yetti.
 Teğmen Perez, Hakan Binboğa'nın ölümüne tanık olduğunu,"şifre","oğlum","istanbul" sözlerinin anlamını ve ölümün sır perdesini aralamak için tüm hayatını harcadığını ve mutlaka konuşmaları gerektiğini söylüyordu.

Şimdi hayal meyal de olsa, teğmen Perez'in cenazeye refakat edişini, Ömer'e şefkatle bakışını hatırladı.O yıllarda Hakan Binboğa'nın ölümünü araştıran ve Ömer'in ihtiyaç duyduğu zaman arayabileceği bir kişi diye konuşulmuştu.

Bunca yıl sonra bu şekilde karşılaşmaları, teğmenin söyledikleri şaşırttı Aslı'yı. Ama bir an önce Prof.Simon ile buluşmak istiyordu.
Derin bir nefes alıp,etrafına bakındı, tam konuşma önerisini reddetmek üzereydi ki, Prof.Simon'un kapısında asla unutmayacağı bir yüzü gördü.
Bu yıllardır kabusu olan,okula paketi getiren kahverengi ceketli adamdan başkası değildi.Yaşlanmıştı ama, Aslı bu yüzü nerede olsa hemen tanırdı.

Aceleyle arabanın kapısını açıp, kendini arabaya attı. Aslı'yı böylesine telaşlandıran şeyin ne olduğunu merak etse de, konuşmayı kabul etmesi sevindirdi teğmen Perez'i.

Aslı ise...........

Öykümüzün Seyir Defteri

Yazan: http://cepaynasi.blogspot.com/
Sıra Kimde: http://nbkarakitap.blogspot.com/

14 yorum:

Aslısın dedi ki...

Aslı ise...
haydi hop hop çok heyecanlı çoook!

kara kitap dedi ki...

ben biraz aman istiyorum arkadaşlar,malum bayram tatili :))) bayramda izmir'e gidiyorum ve orda bilgisayar yok.eğer yazacak birisi varsa sıramı verebilirim. ya da bayram sonrası beni bekleyin.çok özür dilerim. :)) hem ben işte o kadar yoğun bir hafta geçirdim ki daha öykünün 3.bölümünü ancak okudum. :((

Sinem Ergun dedi ki...

Arkadaşlar isterseniz bayram sonrasına kadar mola verelim. Diziler hesabı tatilde ara verelim:))
Nedersiniz?
Bu arada herkese bol neşeli bir tatil ve mutlu bayramlar diliyorum.
Sevgilerimle...

Narçiçeği / kültür sanat edebiyat müzik dedi ki...

ara verebiliriz bana uyar . Bayram tatilinde ben de teknolojiden uzak kalacagım. Bayram dönüşü kaldığımız yerden devam ederiz:)
herkese iyi bayramlar dilerim.

Unknown dedi ki...

aaa ne tatili yaa.
olmaz banane.
çok heycanlı yerde kaldı :P

Eda dedi ki...

Heycan merakı arttırır,o halde bayram dönüşünü bekliyoruz :)

Adsız dedi ki...

aaaaahhh!!! en heyecanlı yerinde yapılırmı .. ufff...cep aynası çok fenasın :)

Gökşen dedi ki...

Sinem :)) harika haber. Sıramı bekliyorum :)

Müge dedi ki...

Herkes nerede? Bu durgunluktan sıkıldım, özledim herkesi..

Sinem Ergun dedi ki...

Mügecim gerçekten bayram boyunca bende bir boşluk hissettim:)) bugün bir tatil sersemliği var herhalde üzerimizde, yarın tam gaz tam coşku başlarzı umarım:)) bende özledim

CEPAYNASI dedi ki...

bu öyküyü bayramın bölmesi bence kötü oldu...neyse önümüzdeki maçlara bakalım:)))

Sinem Ergun dedi ki...

Cepaynası yeni sayıyla heyecanımız kaldığı yerden devam eder bence:) diziler de de böyle oluyordu, lost bir ara veriyordu hazirandan şubata kadar:)) eee bizim yazıda losttan aşağı kalır yanı yok yani:))

kara kitap dedi ki...

yazdım bugün akşam sana mail atıyorum. :)) gecikme için özür.ama bugün mesaiden çaldım vallaha.

Müge dedi ki...

Dert etme Kara Kitap.. şimdiden ellerine sağlık :)