11 Kasım 2010 Perşembe

Bu Nasıl Bir Öykü (Bölüm 7)

-20 sene sonra-


Çalan müzik sesiyle bir anda uyandı, kaç senedir bu şekilde uyanmaya alışmıştı, bir de mutfaktan gelen buram buram kahve kokusuyla. Ayaklarını sürüyerek önce mutfağa gitti, Aslı'nın yanağına bir öpücük kondurdu, Aslı ondan önce uyanmaya alışıktı ne de olsa dakik ve disiplinli bir kadındı, hatta giyinmiş, çok sevdiği parfümünü sıkmış işe gitmeye hazır vaziyette kocasının kalkmasını beklemişti günlük gazeteleri karıştırırken. Ömer kahvesinden koca bir yudum aldı, buzdolabının kapağını açarken gözüne ailesine ait geçmişten gelen fotoğraf ilişti, yine sızladı içi, yine düşündü "neden biz de her normal aile gibi olamadık, neden biz" diye.

Gazeteleri karıştırıp, Aslı' yı uğurladıktan sonra kahve fincanını alıp masasına oturdu, dosyalarını önüne aldı, kalemini aldı, içinde sıkıntıyla dünden yarım kalan raporuna devam etti. Aslı' ya belli etmemeye uğraşıyordu ama hala bir arpa boyu yol alamamıştı, evet o zarfı açtığından beri hayatları geri dönülemeyecek kadar değişmişti, ülkeden taşınmış, akrabalarını, arkadaşlarını, okulunu geride bırakmak zorunda kalmıştı, neyse ki tüm bunların üstüne Aslı' ya kavuştum diye düşündü, Aslı ile yıllarca mektuplaşmışlardı, ara sıra farklı ülkelerde buluşmuşlardı, ama Aslı master için Viyana' ya gelmeseydi belki de evlenemeyeceklerdi.

Nasıl da kötü davranmıştı çocukken Aslı'ya, şimdi arada bir anıp beraber gülseler de o yaşta Aslı'yı üzdüğü için kendine kızıyordu, o olmasaydı belki de babasının mektupta belirttiği karanlık güçlerce yetiştirilmiş, onlara hizmet veren bir zavallıya, bir haine dönüşmüştü.

Burda ilk zamanlar epey zorlanmışlardı annesiyle, yeni bir çevre, dil sorunu derken Erkin Amca çıkagelmiş, hayatlarını epey kolaylaştırmıştı. Babası onları Erkin Amca' ya emanet etmekle ona ne kadar güvendiğini göstermişti, onlar da ona güvenmekte bir sakınca görmemişlerdi. Babasının hayatından çıkmasıyla Erkin Amca' nın hayatına girmesi aynı döneme denk gelmişti, evet onu babası yerine koyamazdı ama amcası yerine pekala geçebilirdi. Bunu daha o meşhur zarfı açar açmaz anlamıştı, içinde babasının o hiç unutamadığı el yazısıyla yazılmış bir mektup vardı, onu gözlerinden akan yaşlarla bir solukta okumuştu, babası öleceğini anlamıştı, onu ve annesini hayatta tek güvendiği dostu Erkin Amca' ya emanet ediyor, Viyanada kalacak yerlerinin hazır olduğunu, hayati öneme sahip o göreve Ömerin yetiştirileceğini ve Erkin Amca haricinde kimseye güvenmemeleri gerektiğini belirtiyordu.

O görev neydi, Ömer büyüyünceye kadar öğrenmeyi reddetti. Babasını sonsuz karanlığa göndermiş olan o görev her neyse ondan nefret etmeye hazırdı. Ama yıllar geçtikçe babasının boşu boşuna ölüp gitmiş olmasını istemedi, babasının başladığı işi devam ettirmeye karar verdi ve Erkin Amca' yı aradı. Hazırlık süreci böylelikle başlamış oldu.

Şimdi düşünüyordu da, zarflar ne kadar da altüst etmişti hayatlarını. Babasının kestiği gazete küpürleri, eski fotoğraflar, bir yemek tarifi(?), çeşitli notlar, en önemlisi İbranice yazılmış bir günlük. Babasının senelerce notlarını yazdığı, yol haritaları çizdiği o önemli defter.

Tüm bunları düşününce rapora olan dikkati dağıldı ve yıllardır özenle sakladıkları zarflara doğru gitti, amacı günlüğü bir kez daha karıştırmaktı, kasaya doğru giderken huzursuz bir düşünce geçti aklından, odaya girdiğinde kalbi sıkışmaya başladı, kasanın kapağı açıktı ve içi boştu, yere doğru düşerken ağzından çıkan tek kelime “Aslı” oldu.
 
Öykümüzün Seyir Defteri

Yazan: http://neoyle-neboyle.blogspot.com/
Sıra Kimde: http://hepsidetay.blogspot.com/
 

14 yorum:

Sinem Ergun dedi ki...

Uçtu uçtu Ceren uçtu:)))
Ceren sanki bildiğin bir hikayeyi bize anlatır gibi ne kadar rahat yazmışsın. Tebrik ediyorum.
Gidişata resmen bayıldım:))

Leylak Dalı dedi ki...

Fiyuuuuvvv!.. (ıslık sesi)
Ceren süpersin, zarfı açtırdın, Aslı ile Ömer'i evlendirdin, 20 yılı uçurdun. Ama işleri iyice karmaşıklaştırdın, Allah "hepsidetay"a yardım etsin:)))
Çok güzeldi, eline sağlık...

CEPAYNASI dedi ki...

ben uzman bir yazar kadrosu arasına düştüm galiba:))
inanılmaz akıcılıkta gidiyor öykü...
bu gece nöbete kalayım bari, sıra bana gelecek bu hızla gidilirse:P

Sinem Ergun dedi ki...

cepaynası:)) bayrama az kaldı diye mi acaba bu telaş:) sıra da bana geliyor aneyy

Aslısın dedi ki...

Ben bir daha yazmam, yeminlen. Bu ne yahu?
:)

Eda dedi ki...

Vuhuu!ne kadar hızlı yol almakta herkes.Polisiye hikaye, romantik-drama tadında yolunu değiştirmekte.Yalnız yazan tekrar yazabiliyormu?tadı damağımda kaldı. =)

Narçiçeği / kültür sanat edebiyat müzik dedi ki...

:)çok heycanlı olmaya başladı. bakalım nasıl bir sona gidecek

Adsız dedi ki...

Ceren?? Nesin sen yahu? Mükemmeldi!!! Of çok merak ettim şimdi, bu öykü adamı delirtir..

Unknown dedi ki...

Ayvayi yedim :) Hikaye nerelere geldi :)

Müge dedi ki...

Cereeen!!! çok hoş ilerledinn!!
Sinem ve Syrakusa, filmi çekilebilecek bir hale gelmiyor mu öykü?? Ben bedavaya oynarım valla :)))

Adsız dedi ki...

Bağımlısı olduk derken abartmamışım şu an anladım :)..haberlerde meraktan çatlayan kız diye bir haber görürseniz bilin ki o benim:)

Dışavurum dedi ki...

Direk 'Whuuu' diye yorum yapmak için geldim ama benden önce aynı tepkiyi verenler olmuş.
Ceren direk bize hissettirdiğin budur. :)
Sıradaki, sıradaki, haydi bekliyoruz merakla!
Harika gidiyorsunuz!

ceren dedi ki...

efem pek çok teşekkürler, transa girmeme değmiş demek.)

huseyin dedi ki...

acaba ömer aslıdan suphelendigi icin mi aslı dedi ? yoksa evraklarla birlikte o da kaçırıldığı ıcın mı aslı dedi ?..
offf hadı dıger yazı gelsin biran once..